Video teaser
Eda Emirdağ & Ghaeeth Alsaleh, The Last Dance (video)
Eda Emirdağ’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Introspective, sanatçının öyküsünü otobiyografik kırılma noktalarından yola çıkarak, ancak onlara tümüyle bağlı kalmaksızın görünür kılan bir duygu ve düşünce düzlemi yaratmayı amaçlar. Serginin adı, Emirdağ’ın kendi sanatsal yolculuğuna çevirdiği “retrospektif” bakış, sanatçı kimliğine yönelttiği içsel sorgulama ve izleyiciyle kişisel bir sergi kapsamında ilk kez “tanışma” anlamlarını bir arada barındırır.
Emirdağ anılar, çağrışımlar, gündelik yaşantılar ve rutinleşmiş eylemlerden esinlenir. Kompozisyonlarında çoğunluğu kadın olan, yüzü görünmeyen ya da gözleri kapalı figürler, kişisel metaforlar yüklediği nesneler ile sessiz bir diyaloğa girer; kayda geçmesi gereken o özel anın duygusunu beraberce yaratır, hem de onu kucaklayıp selamlarlar. Yapıtlar zaman ve mekânda öyle bir yerde durur ki, algılayanın ruh haline göre hüzünlü ve gerilimli, ya da huzurlu ve meditatif bir atmosfere bürünebilirler. Emirdağ’ın amacı da zaten budur: öz yaşam öyküsünden hareketle her izleyicinin kendini yansıtabileceği, kendi öyküsünü bulabileceği ve kurgulayabileceği bir etkileşim alanı açmak.
Emirdağ fotoğraflarında analog film, dia ve dijital gibi farklı tekniklerden bir arada yararlanır ve buanlamda tam bir “fotoğrafçı” gibi davranır. Bazılarında kısa sekanslar, bazılarında stop-motion tekniğini kullandığı video çalışmalarında da fotoğrafın güçlü etkisi duyumsanır. Ancak buna karşın kendini “fotoğraf sanatçısı” yerine “görsel sanatçı” olarak tanımlamayı tercih eder ve bunda haksız değildir. Kendi bedeni de dahil olmak üzere birçok malzemeyi bir araya getiren, deneysel ve çok disiplinli bir yaklaşım benimseyen Emirdağ’ın durağan imgeleri her zaman performatif bir öncenin ve sonranın varlığına atıfta bulunur; bunda seriler halinde çalışmasının da etkisi büyüktür. Gerek tematik, gerek estetik bazı öğelerin tekrarı sayesinde yapıtları, bu zengin teknik çeşitliliğe karşın güçlü bir bütünlük içinde algılanmaya açık hale gelirler.
Sergide sanatçı kitabına da yer veren Emirdağ Introspective ile yaratıcı pratiğini tüm yönleriyle gözler önüne sererken, kendini sanatçıdan hep aynı çizgide yürümesini bekleyen güncel eleştirilerin açık bir hedefi olmak pahasına, tüm içtenliğiyle ortaya koyar.
İpek Yeğinsü, 2017
As Eda Emirdağ’s first solo exhibition in Turkey, Introspective generates a platform of thoughts and emotions that illustrates the artist’s story, originating from autobiographic milestones but not strictly bound by them. The exhibition’s title refers to Emirdağ’s “retrospective” gaze at her own artistic journey, her inner questioning of her identity as an artist, and her first-time “introduction” to her audience within the scope of a solo exhibition.
Emirdağ draws her inspiration from memories, associations, daily life and routinized actions. In her compositions, the figures with invisible faces or closed eyes, most frequently women, establish a silent dialogue with objects carrying personal metaphors; they jointly create the feeling of that special moment to be documented, embracing it and saluting it at the same time. The works stand at such a point in time and space that they may both assume an atmosphere of melancholy and tension as well as one of peacefulness and meditation, depending on the viewer’s state of mind. This is exactly what Emirdağ is in pursuit of: a space for interaction generated from her own biography where every viewer is able to reflect himself, and find and reinvent his own story.
In her photographs Emirdağ uses a variety of techniques including analogue film, slides and digital, and in this sense she certainly behaves like a “photographer”. Photography’s strong influence is also evident in her video works composed of short sequences or created in stop-motion. Yet she considers herself a “visual artist” and not a “photography artist”, doing rightly so. Combining a multitude of media including her own body and embracing an experimental, multidisciplinary approach, Emirdağ’s static images always refer to the existence of a performative a priori and a posteriori, and her practice of working in series is certainly a contributing factor. Thus, the repetition of certain thematic and aesthetic elements renders her body of work perceivable in strong coherence regardless of the rich technical variety.
With the exhibition Introspective that also features her artist’s book, Emirdağ reveals her creative practice in all its multitude of directions, exposing herself in all her sincerity at the risk of becoming the open target of contemporary criticisms expecting the artist to always walk on the same path.
İpek Yeğinsü, 2017
Eda Emirdağ & Ghaeeth Alsaleh, The Last Dance (video)
Eda Emirdağ’ın Türkiye’deki ilk kişisel sergisi Introspective, sanatçının öyküsünü otobiyografik kırılma noktalarından yola çıkarak, ancak onlara tümüyle bağlı kalmaksızın görünür kılan bir duygu ve düşünce düzlemi yaratmayı amaçlar. Serginin adı, Emirdağ’ın kendi sanatsal yolculuğuna çevirdiği “retrospektif” bakış, sanatçı kimliğine yönelttiği içsel sorgulama ve izleyiciyle kişisel bir sergi kapsamında ilk kez “tanışma” anlamlarını bir arada barındırır.
Emirdağ anılar, çağrışımlar, gündelik yaşantılar ve rutinleşmiş eylemlerden esinlenir. Kompozisyonlarında çoğunluğu kadın olan, yüzü görünmeyen ya da gözleri kapalı figürler, kişisel metaforlar yüklediği nesneler ile sessiz bir diyaloğa girer; kayda geçmesi gereken o özel anın duygusunu beraberce yaratır, hem de onu kucaklayıp selamlarlar. Yapıtlar zaman ve mekânda öyle bir yerde durur ki, algılayanın ruh haline göre hüzünlü ve gerilimli, ya da huzurlu ve meditatif bir atmosfere bürünebilirler. Emirdağ’ın amacı da zaten budur: öz yaşam öyküsünden hareketle her izleyicinin kendini yansıtabileceği, kendi öyküsünü bulabileceği ve kurgulayabileceği bir etkileşim alanı açmak.
Emirdağ fotoğraflarında analog film, dia ve dijital gibi farklı tekniklerden bir arada yararlanır ve buanlamda tam bir “fotoğrafçı” gibi davranır. Bazılarında kısa sekanslar, bazılarında stop-motion tekniğini kullandığı video çalışmalarında da fotoğrafın güçlü etkisi duyumsanır. Ancak buna karşın kendini “fotoğraf sanatçısı” yerine “görsel sanatçı” olarak tanımlamayı tercih eder ve bunda haksız değildir. Kendi bedeni de dahil olmak üzere birçok malzemeyi bir araya getiren, deneysel ve çok disiplinli bir yaklaşım benimseyen Emirdağ’ın durağan imgeleri her zaman performatif bir öncenin ve sonranın varlığına atıfta bulunur; bunda seriler halinde çalışmasının da etkisi büyüktür. Gerek tematik, gerek estetik bazı öğelerin tekrarı sayesinde yapıtları, bu zengin teknik çeşitliliğe karşın güçlü bir bütünlük içinde algılanmaya açık hale gelirler.
Sergide sanatçı kitabına da yer veren Emirdağ Introspective ile yaratıcı pratiğini tüm yönleriyle gözler önüne sererken, kendini sanatçıdan hep aynı çizgide yürümesini bekleyen güncel eleştirilerin açık bir hedefi olmak pahasına, tüm içtenliğiyle ortaya koyar.
İpek Yeğinsü, 2017
As Eda Emirdağ’s first solo exhibition in Turkey, Introspective generates a platform of thoughts and emotions that illustrates the artist’s story, originating from autobiographic milestones but not strictly bound by them. The exhibition’s title refers to Emirdağ’s “retrospective” gaze at her own artistic journey, her inner questioning of her identity as an artist, and her first-time “introduction” to her audience within the scope of a solo exhibition.
Emirdağ draws her inspiration from memories, associations, daily life and routinized actions. In her compositions, the figures with invisible faces or closed eyes, most frequently women, establish a silent dialogue with objects carrying personal metaphors; they jointly create the feeling of that special moment to be documented, embracing it and saluting it at the same time. The works stand at such a point in time and space that they may both assume an atmosphere of melancholy and tension as well as one of peacefulness and meditation, depending on the viewer’s state of mind. This is exactly what Emirdağ is in pursuit of: a space for interaction generated from her own biography where every viewer is able to reflect himself, and find and reinvent his own story.
In her photographs Emirdağ uses a variety of techniques including analogue film, slides and digital, and in this sense she certainly behaves like a “photographer”. Photography’s strong influence is also evident in her video works composed of short sequences or created in stop-motion. Yet she considers herself a “visual artist” and not a “photography artist”, doing rightly so. Combining a multitude of media including her own body and embracing an experimental, multidisciplinary approach, Emirdağ’s static images always refer to the existence of a performative a priori and a posteriori, and her practice of working in series is certainly a contributing factor. Thus, the repetition of certain thematic and aesthetic elements renders her body of work perceivable in strong coherence regardless of the rich technical variety.
With the exhibition Introspective that also features her artist’s book, Emirdağ reveals her creative practice in all its multitude of directions, exposing herself in all her sincerity at the risk of becoming the open target of contemporary criticisms expecting the artist to always walk on the same path.
İpek Yeğinsü, 2017