ISTANBUL CITY LIGHTS SERIES, 2009-ongoing
Bu seri, kenti alternatif bir bakış açısıyla belgeleme arzusuyla 2009 yılında başladı. Büyük kent yaşamının yüksek ritmi ve kronik acelemiz nedeniyle, günlük deneyimlerimizin belleğimizde bıraktığı izler keskin ve durağan imgelerden çok bulanık ve hareketli imgeleri andırır. Bana göre bunlar, İstanbul'u herhangi bir durağan imgeden çok daha gerçekçi biçimde temsil eder. Ayrıca günümüzde yapay ışıklar, gündüzleri tekdüze mimari manzaraları yüzünden fazlasıyla standartlaşan büyük kentlere gerçek kimliğini verir.
This series began in 2009 as a result of my desire to document the city from an alternative perspective. Due to the high-paced rhythm of the big city life and our chronic hurry, the traces that our daily experiences leave in our memory resemble blurry, moving images rather than sharp and static ones. To me, these images represent Istanbul more realistically than does any still image. Moreover, nowadays, artificial lights give the big cities their true identity, which is highly standardized during daytime due to their monotonous architectural landscapes.
Bu seri, kenti alternatif bir bakış açısıyla belgeleme arzusuyla 2009 yılında başladı. Büyük kent yaşamının yüksek ritmi ve kronik acelemiz nedeniyle, günlük deneyimlerimizin belleğimizde bıraktığı izler keskin ve durağan imgelerden çok bulanık ve hareketli imgeleri andırır. Bana göre bunlar, İstanbul'u herhangi bir durağan imgeden çok daha gerçekçi biçimde temsil eder. Ayrıca günümüzde yapay ışıklar, gündüzleri tekdüze mimari manzaraları yüzünden fazlasıyla standartlaşan büyük kentlere gerçek kimliğini verir.
This series began in 2009 as a result of my desire to document the city from an alternative perspective. Due to the high-paced rhythm of the big city life and our chronic hurry, the traces that our daily experiences leave in our memory resemble blurry, moving images rather than sharp and static ones. To me, these images represent Istanbul more realistically than does any still image. Moreover, nowadays, artificial lights give the big cities their true identity, which is highly standardized during daytime due to their monotonous architectural landscapes.
NATURE OUT OF FOCUS, 2022
Kentlerde dekoratif bir unsur gibi davranmaya alıştığımız doğanın izleri her geçen gün biraz daha silikleşiyor. Gündemimizi işgal eden sayısız toplumsal meselenin arasında gezegendeki geleceğimizin tamamen ekosistemin dengesine bağlı olduğunu kolayca unutuyoruz. Büyük resmi gözden kaçırdığımız her an, bizi kendi yok oluşumuza bir adım daha yaklaştırıyor. Seride ilk anda soyut lekeler gibi görünen ancak uzaktan bakıldığında algılanabilen doğa imgeleri, izleyicileri ekosistem ile olan ilişkileri üzerine düşünmeye davet ediyor. The traces of nature that we tend to treat as a decorative element of the urban landscape keep fading away day by day. Amid countless social problems occupying our agenda, we easily forget that our future on this planet completely depends on the balance of the ecosystem. Each moment that we miss the big picture brings us closer to our own extinction. In the series, the images of nature that appear as abstract stains at first and that become perceptible only from a distance, encourage viewers to rethink their relationship with the ecosystem. |
"-" SERIES, 2016-ongoing
Dünyadaki geçiciliğimizle baş etmenin en iyi yolu, onda bir iz bırakmak ve onda başkalarının bıraktığı izleri okumak. Belki de bu yüzden zamanın akışını nesnelere ve imgelere hapsetmeye; artık var olmayan yerler ve insanlarla onlar üzerinden bir bağ kurmaya çalışırız.
“-” Serisi bu tür referans katmanlarıyla yüklü, zaman kapsülüne dönüşmüş nesneler ve imgeler üzerinden öznel bir anlatı kurgular. Geçicilik-kalıcılık, varlık-yokluk, geçmiş-gelecek gibi döngüleri görünür kılarak izleyiciyi isimsiz bir öykünün içine davet eder.
The best way to deal with our mortality in this world is to leave a mark on it and to read the marks left on it by others. This could be why we try to encapsulate the flow of time using objects and images, through which we intend to connect with places and people that no longer exist.
The "-" Series builds a subjective narrative filled with such reference layers using objects and images turned into time capsules. It invites the viewer into a nameless story, revealing the cycles of temporality-permanence, presence-absence and past-future.
Dünyadaki geçiciliğimizle baş etmenin en iyi yolu, onda bir iz bırakmak ve onda başkalarının bıraktığı izleri okumak. Belki de bu yüzden zamanın akışını nesnelere ve imgelere hapsetmeye; artık var olmayan yerler ve insanlarla onlar üzerinden bir bağ kurmaya çalışırız.
“-” Serisi bu tür referans katmanlarıyla yüklü, zaman kapsülüne dönüşmüş nesneler ve imgeler üzerinden öznel bir anlatı kurgular. Geçicilik-kalıcılık, varlık-yokluk, geçmiş-gelecek gibi döngüleri görünür kılarak izleyiciyi isimsiz bir öykünün içine davet eder.
The best way to deal with our mortality in this world is to leave a mark on it and to read the marks left on it by others. This could be why we try to encapsulate the flow of time using objects and images, through which we intend to connect with places and people that no longer exist.
The "-" Series builds a subjective narrative filled with such reference layers using objects and images turned into time capsules. It invites the viewer into a nameless story, revealing the cycles of temporality-permanence, presence-absence and past-future.
KARIŞIK / MISCELLANEOUS