KHOSRO VAHABİ’NİN SANAT YOLCULUĞUNA “İÇERİDEN” BİR BAKIŞ
İpek Yeğinsü
Sanatçı Khosro Vahabi ile yollarımız, ilk kez 2018’de İstanbul’da kesişti. Pandemi sırasında ve sonrasında küresel sanat ortamında en popüler konulardan birine dönüşen insan-doğa ilişkisi ve bu ilişkinin dayandığı hassas dengenin barındırdığı şiirsellik, pandemi öncesinde de Vahabi’nin sanatının çıkış noktasını oluşturuyordu. 2022 yılına kadar hem bir yazar ve küratör, hem bir dost olarak kendisine eşlik ettiğim sanat yolculuğunda, İstanbul’da doğanın uğradığı tahribata duyduğu tepkiye bire bir tanık oldum. Bunun, ancak kent sakinlerinin doğa ile kurduğu ilişkinin manevi, hatta şiirsel bir düzlemde yeniden kurulmasıyla aşılabileceğine olan inancı, onu Belgrad Ormanı’nda gerçekleştirmeyi planladığı Ben Bir Sanat Eseriyim projesini üretmeye itti (Resim 1). Burada Vahabi izleyicinin, koordinatları Google Maps üzerinde işaretlenmiş on farklı ağaç kökü kalıntısını ormanda gezinerek keşfetmesini istiyordu. Yaşam öyküleri olan bireyler gibi gördüğü her bir ağacın kalıntılarını altın varaklı sütunlar arasına gerdiği halatların içine alarak, onlara adeta müzede sergilenen başyapıtlar gibi davranacaktı. Ağaçların fotoğraflarını QR kod ile erişilen bir web sitesinde gösterecek; ağaç türleriyle ilgili bilgileri ise yine QR kod ile erişilen broşür sayesinde sergi mekânının ötesine taşıyacaktı. 2020 Dünya Orman Günü’nde başlatılması düşünülen proje, pandemi nedeniyle ne yazık ki ertelendi ve sanatçının İngiltere’ye taşınmasından sonra hiç gerçekleşemedi. Ancak sanatsal yaklaşımını en iyi yansıtan işlerinden biri olarak, bugün bir kez daha anılmayı fazlasıyla hak ediyor.
Repertuarında video, ses ve performans gibi araçlar bulunmakla birlikte, Vahabi’nin “ana dili” siyah-beyaz fotoğraftır. 2024'te İstanbul'da gerçekleştirdiği “Benim Ormanım” sergisinde de yer bulan ve gücünü ışık-gölge diyalektiğinden alan Savaş (2018) serisi, bunun ideal bir örneğidir (Resim 2). Ağaçları kişileştirme eğilimini burada da sürdüren Vahabi, kontrastın yarattığı görsel gerilimi insanlığın bitmeyen savaş halinin bir metaforuna dönüştürür. Benzer bir eğilimi, aynı döneme ait ve çam iğnelerini kişileştirdiği Dans Eden İğneler (2018) serisinde de görmek mümkündür (Resim 3). Sanatçının bu tavrı, izleyicinin günlük yaşamda karşılaştığı doğa öğeleriyle özdeşim kurmasını kolaylaştıran ve onlara karşı estetik duyarlılıklarını artıran başlıca unsurdur. Nitekim Örtüsü Açılmış (2020), bu görmezden gelme halini doğrudan konu edinir (Resim 4). Burada Vahabi odağını, daha önce yanlarından defalarca geçip fark etmediği ağaç köklerine çevirerek aslında bir tür öz eleştiride de bulunmuş olur. Aynı yıl ürettiği OYULMUŞ serisinde ise, gözden kaçırılan şiirsel ayrıntılara dikkati çekmek için yeni bir malzeme kullanır; ağaç gövdelerine kazınmış yazı ve çizimleri kumaşa aktararak doğa ile insanın kesişen tarihini kayda geçirir (Resim 5). Sergide yer alan alternatif malzeme deneylerine bir diğer örnek, Eşi Vajihe Sadeghi’yle birlikte ürettiği Yeniden Buluşma (2018-19) serisidir (Resim 6). Tezhip ve fotoğrafı birleştiren bu çalışmada Doğu ile Batı, geleneksel ile modern, doğal ile insan yapımı şaşırtıcı bir uyum içinde bir araya gelir ve varoluşun bütünselliğine işaret eder.
Vahabi, bir ağacın gölgesini yakalamaya çalıştığı Arayışta (2023) başlıklı videosunda, önceki işlerinin temel motifi olan yok oluşa direnme eylemine bu kez kendi fiziksel bedenini de dâhil eder (Resim 7). Londra’da yüksek lisans eğitimi sırasında olgunlaştırdığı projesinin devamı niteliğindeki bu video performans, sanatçının bundan sonraki üretimlerinde aktivist tavrının daha da güçleneceğinin sinyallerini verir. Artık ağaçların, dolayısıyla ekosistemdeki geleceğimizin yitirilişine karşı isyan bayrağını alenen açmıştır. Belki onunki, çağımıza damgasını vuran büyük çevresel yıkımın karşısında Don Kişot’unki gibi naif ve nafile bir çabadır; ancak Vahabi için onurlu bir yenilgi, direnmeden teslim olmaktan daima yeğdir.
(Bu metin, sanatçının Sancaktepe Belediyesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde Ekim 2024'te düzenlediği "Benim Ormanım" kişisel sergisi için kaleme alınmıştır)
İpek Yeğinsü
Sanatçı Khosro Vahabi ile yollarımız, ilk kez 2018’de İstanbul’da kesişti. Pandemi sırasında ve sonrasında küresel sanat ortamında en popüler konulardan birine dönüşen insan-doğa ilişkisi ve bu ilişkinin dayandığı hassas dengenin barındırdığı şiirsellik, pandemi öncesinde de Vahabi’nin sanatının çıkış noktasını oluşturuyordu. 2022 yılına kadar hem bir yazar ve küratör, hem bir dost olarak kendisine eşlik ettiğim sanat yolculuğunda, İstanbul’da doğanın uğradığı tahribata duyduğu tepkiye bire bir tanık oldum. Bunun, ancak kent sakinlerinin doğa ile kurduğu ilişkinin manevi, hatta şiirsel bir düzlemde yeniden kurulmasıyla aşılabileceğine olan inancı, onu Belgrad Ormanı’nda gerçekleştirmeyi planladığı Ben Bir Sanat Eseriyim projesini üretmeye itti (Resim 1). Burada Vahabi izleyicinin, koordinatları Google Maps üzerinde işaretlenmiş on farklı ağaç kökü kalıntısını ormanda gezinerek keşfetmesini istiyordu. Yaşam öyküleri olan bireyler gibi gördüğü her bir ağacın kalıntılarını altın varaklı sütunlar arasına gerdiği halatların içine alarak, onlara adeta müzede sergilenen başyapıtlar gibi davranacaktı. Ağaçların fotoğraflarını QR kod ile erişilen bir web sitesinde gösterecek; ağaç türleriyle ilgili bilgileri ise yine QR kod ile erişilen broşür sayesinde sergi mekânının ötesine taşıyacaktı. 2020 Dünya Orman Günü’nde başlatılması düşünülen proje, pandemi nedeniyle ne yazık ki ertelendi ve sanatçının İngiltere’ye taşınmasından sonra hiç gerçekleşemedi. Ancak sanatsal yaklaşımını en iyi yansıtan işlerinden biri olarak, bugün bir kez daha anılmayı fazlasıyla hak ediyor.
Repertuarında video, ses ve performans gibi araçlar bulunmakla birlikte, Vahabi’nin “ana dili” siyah-beyaz fotoğraftır. 2024'te İstanbul'da gerçekleştirdiği “Benim Ormanım” sergisinde de yer bulan ve gücünü ışık-gölge diyalektiğinden alan Savaş (2018) serisi, bunun ideal bir örneğidir (Resim 2). Ağaçları kişileştirme eğilimini burada da sürdüren Vahabi, kontrastın yarattığı görsel gerilimi insanlığın bitmeyen savaş halinin bir metaforuna dönüştürür. Benzer bir eğilimi, aynı döneme ait ve çam iğnelerini kişileştirdiği Dans Eden İğneler (2018) serisinde de görmek mümkündür (Resim 3). Sanatçının bu tavrı, izleyicinin günlük yaşamda karşılaştığı doğa öğeleriyle özdeşim kurmasını kolaylaştıran ve onlara karşı estetik duyarlılıklarını artıran başlıca unsurdur. Nitekim Örtüsü Açılmış (2020), bu görmezden gelme halini doğrudan konu edinir (Resim 4). Burada Vahabi odağını, daha önce yanlarından defalarca geçip fark etmediği ağaç köklerine çevirerek aslında bir tür öz eleştiride de bulunmuş olur. Aynı yıl ürettiği OYULMUŞ serisinde ise, gözden kaçırılan şiirsel ayrıntılara dikkati çekmek için yeni bir malzeme kullanır; ağaç gövdelerine kazınmış yazı ve çizimleri kumaşa aktararak doğa ile insanın kesişen tarihini kayda geçirir (Resim 5). Sergide yer alan alternatif malzeme deneylerine bir diğer örnek, Eşi Vajihe Sadeghi’yle birlikte ürettiği Yeniden Buluşma (2018-19) serisidir (Resim 6). Tezhip ve fotoğrafı birleştiren bu çalışmada Doğu ile Batı, geleneksel ile modern, doğal ile insan yapımı şaşırtıcı bir uyum içinde bir araya gelir ve varoluşun bütünselliğine işaret eder.
Vahabi, bir ağacın gölgesini yakalamaya çalıştığı Arayışta (2023) başlıklı videosunda, önceki işlerinin temel motifi olan yok oluşa direnme eylemine bu kez kendi fiziksel bedenini de dâhil eder (Resim 7). Londra’da yüksek lisans eğitimi sırasında olgunlaştırdığı projesinin devamı niteliğindeki bu video performans, sanatçının bundan sonraki üretimlerinde aktivist tavrının daha da güçleneceğinin sinyallerini verir. Artık ağaçların, dolayısıyla ekosistemdeki geleceğimizin yitirilişine karşı isyan bayrağını alenen açmıştır. Belki onunki, çağımıza damgasını vuran büyük çevresel yıkımın karşısında Don Kişot’unki gibi naif ve nafile bir çabadır; ancak Vahabi için onurlu bir yenilgi, direnmeden teslim olmaktan daima yeğdir.
(Bu metin, sanatçının Sancaktepe Belediyesi Recep Tayyip Erdoğan Kongre Merkezi'nde Ekim 2024'te düzenlediği "Benim Ormanım" kişisel sergisi için kaleme alınmıştır)